Yazarlar / Ali Yavuz HACIMUSTAFAOĞLU


EKONOMİDE ZEKÂ-EMEK DÖNEMİ

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, G20 Maliye Bakanları Toplantıları için Arjantin'e giderken uçakta ekonomik gündemi değerlendirdi.

Bakan Albayrak'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

''Piyasalarla kavga etmeyeceğiz, kazan-kazan ilişkisine bağlı yürüyeceğiz. Enflasyonda hissedilir bir iyileşme sağlayacağız. Bütçe disiplininden taviz verilmeyecek ayakları yere basan program hazırlanacak. Etkin bir Merkez Bankası hedefliyoruz. Merkez Bankası iktisadi hayatı doğru görüyor kurguluyor. Yabancı yatırımcılar için Türkiye bir daha hiç bu kadar cazip olmayacak. Eylül'e kadar gerçekçi güçlü bir program hazırlayacağız. Orta Vadeli Program'ın adı değişecek. 5 yıllık güçlü ve sağlam bir stratejimiz olacak.''

Yöneticilerimiz elbette ki Türkiye’mizin menfaatini düşünmektedir. Ülkemizin çok yönlü gelişmesi başta yöneticilerimize olmak üzere 81 milyona huzur getirecektir.

Türkiye’mizin gelişimini gerçek ve doğru bir çizgide sürdürmeyi takip etmek, yöneticileri doğru bilgilerle bilgilendirmek her vatandaşın görevi olduğuna göre nasıl bir kalkınma hedefliyoruz?

Bu konuda da hükümete yardımcı olmaya devam edelim.

 

Ekonomide son yılların moda kavramı “kazan-kazan” kelimesine bakalım. Hükümet görevlilerinden tutun da büyük – küçük ne kadar şirket varsa hepsinin sıklıkla kullandığı bu kelimeden amaçlanan herkesin kazanmasıdır. Konuyla ilgili değerlendirmelerden karşımıza bir soru çıkıyor:

Kazanan kim?

Kazan – kazan modelinin işleyişinde tespit edilen; işe ihtiyacı olan bir firmanın, işi tedarik etmek için aracılara bağlı olduğudur.

Aracılar çevresel nüfuzunu kullanarak tarafına aldığı işi, ihtiyacı olan şirketlere belli bir komisyon karşılığında devreder ya da alt yüklenici sözleşmesi ile belli bir kar payı karşılığında taşeron firmaya yaptırır.

Sonuç itibariyle aracılar hiç emek harcamadan kar payını alırken devlete 1 kuruş vergi ödemez, yükümlülüğü yoktur.

İşi yapan firma devlete vergi, aracıya komisyon, hammaddeye, işçiye, SGK’ya ve pek çok kalemde ödemeleri yapmakla yükümlüdür.

İşin sonunda aracılar hiç zahmetsiz kar payını alırken; işi yapan, dostlar alışverişte görsün misali kıt kanaat kar etmenin hesabını yapar.

İşte günümüzün kazan-kazan yöntemi bu şekilde uygulanmaktadır.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ekonomik gelişmelerle ilgili açıklamalarında kazan-kazan yönteminden bahsederken, adil bir ekonomik yapının faaliyete geçmesine öncülük etmesini istiyoruz.

İsteğimiz odur ki; yanlış kavramlarla, yanılgılı bir ekonominin fayda getirmeyeceği gerçeğinin tez elden anlaşılmasıdır.

İnsan âleminde hayat zekâ ile başlar, bilinçli emek ile gelişir. Bu gerçeği kapatan sermaye zihniyetidir.

Bugün teknik gelişmeler insanlığın refahına yarayacağına, belirli kişilerin elinde ekonomik sermayeye dönüşmüştür. Sermaye zihniyeti budur.

Gerçek Ekonomi Düzeni: Bireyle toplumu birbirinden ayırmayan, kimseyi kimseden fazla sevindirmeyen, kimseyi kimseden çok faydalandırmayan, kimseyi tutup kimsenin sırtına bindirmeyen ve de kimseye kimseden çok yüz vermeyendir.

Gerçek Ekonomi Düzeni deyince akla; her yönüyle emin, her halinden memnun bireylerin birbirine sımsıkı, güvenle kenetlenmesini sağlayan sistem gelir.

Gerçek ekonomi düzeninde tek geçerli kazanç; zekâ ve emek karşılığıdır.

Zekâ ve emek değerinden başka kazanıma yer vermeyen gerçek ekonomi düzeninde üreten, satan, alan herkes kazanır ki insanlar arasında sarsılmaz bir güven oluşur. Böylece İş yapmak isteyenin aracıya ihtiyacı olmaz.

İnsana sistem yaptıran bir ekonomik model, herkesi değerince memnun ettiği gibi, Türkiye’mizin hızla kalkınmasını sağlar. Kısa sürede dünyanın en süper gücü konumuna ulaştırır.

Türkiye’mizin ve Türk insanının aradığı adaletli ekonomik düzeni Örgünöz  Ekonomisi’dir.

Yöneticilerimizi, bu gerçeği elbirliği ile uygulamaya daveti kendimize görev addediyoruz.

 


2 0

Diğer Yazıları