Haber Kategorileri / İŞ DÜNYASI / DÖVİZLE BAŞIM DERTTE


DÖVİZLE BAŞIM DERTTE

14.1.2019
0

DÖVİZLE BAŞIM DERTTE

NE YAPSAM BİLMİYORUM

Hükümet, 6-8 bant aralığında seyreden döviz kurunu hizaya çekmek için hareketli bir yaz sezonu geçiriyor.

Mayıs ayından başlayan faiz-döviz hareketinde denge tutturmak için pozitif sonuçları olmayan para politikaları uygulamaya koyuluyor.

Hükümet, Merkez Bankası, Ekonomi Uzmanları ( Türkiye’dekiler- yabancı ülkedekiler) artan döviz karşılığında TL’yi değerli kılmak için faiz artırımı seçeneğinden başka bir önerileri yok.

Tam gaz yükselişe geçen dövizi durdurmaya yönelik faiz artırımı ile sadece ilk gün birkaç puan gerileyen döviz, ertesi gün en az 1 puan, takip eden günlerde ise faiz artırımına sebep olan en üst kur seviyesine çıkıyor.

FAİZ İLE DÖVİZ BİRBİRİNİN DESTEKLEYİCİSİDİR

Mevcut ekonomi düzeninde, dövizi düşürmek için faiz artırımını şart koşanların Türkiye’yi batırmak zihniyeti taşıdığı açıktır.

Gerçek dışı ekonomik teorileriyle kamuoyunu meşgul eden para yöneticilerinin, kavram karıştıran anlamsız cümleleriyle, hileli yönlendirmelerine son sürat devam ettikleri her adımda görülürken, bu menfi çıkarcılığın sonunun nereye varacağını hesap etmeyen vatandaşlar, bugün öncelikle ekonomik sorunlarla yüz yüze kaldığını fark etmeye başlamıştır.

Böyle giderse, ekonomik çöküntüyle beraber -insanların yaşamsal koşullarını ilgilendiren- her alanda baskıların yoğunluk kazanacağını kestirmek zor değil.

Para politikacılarının, günümüzde ayyuka çıktığı dolar ile faiz artışına yönelik menfi tablosuna bakınca, sömürünün nerelere uzandığının tespitini yapmak hala daha çok mu zor oluyor?

BİR ÖRNEK

Son ekonomik gelişmeleri irdelediğimizde; dolar kuru 6,30 seviyelerinde iken Merkez Bankası faiz artırma kararı aldı. Tek seferde 625 baz puan faiz artırımı ile 2,40 aylık bazdaki faiz oranının, minimum 3,0-3,38 aralığında seyrediyor.

Yıllık bazda %7,5 ek faiz maliyetinin yansıtıldığı krediler, her türlü aracın maliyet fiyatını da artırmış oldu. Dolar, ilk gün 6,0 seviyelerine gerilerken, 2.güne 6,16 bandında başladı.

Sonuç; faizler fazladan 7,5 puan arttı, araç maliyetleri aynı oranda zamlandı, döviz kaldığı yerden hızla yükselmeye devam ediyor. Oysa faiz artırımının sebebi dövizin düşmesine yönelik bir adımdı. Tıpkı önceki senaryolarda olduğu gibi, dövizin yükselmesi faiz artırımını zorunlu kılmış, faiz artışı maliyetlere yansımış, maliyete yansıyan fiyatlar dövizi tekrar yukarıya doğru hareketlendirmiştir.

Anlaşılan; nerden bakılırsa, Türkiye, Türk insanı mevcut para politikalarından zerre kadar faydası olmadığı gibi, her adımda hızlıca ekonomik çöküntüye girmektedir.

NE YAPMAK LAZIMDIR

Faizi döviz karşısında kurtuluş görenlerin bu ülkenin insanı olmadığına inancımızın tam olduğu gibi, gerçek kurtuluşun müspet bir ekonomi yönetimi ile olacağına da sarsılmaz bir inancımız vardır.

Birbirine zıt gibi gösterilen, gerçekte birbirinin destekleyicisi olan faiz ile döviz sömürüsünden kurtulmanın tek yolu, faizsiz ve dövizsiz bir ekonomik sistemidir.Tüm para birimlerinin tek değer olarak işlem görmesi mecburidir ve bu adil bir ekonomik sistem ile olacaktır.

Bugün, gidişattan memnun olan az bir kesim dünyayı sömürüyorsa, huzursuz olan %95 kalabalık hala bön bön bakmaya devam mı edecek?

Adaletli bir ekonomik sistemde yaşamak özlemi duyulmuyor mu?

Hadi bilmeyebilirsiniz, 50 yıla yakın zamandır huzurlu ekonomik modelini ortaya koyan Ekonomi Örgünöz’e niye bakmazsınız?

Siz bakmaya durun, gidişat Örgünöz’e doğrudur. Hem de hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde…

Örgünöz’ün zekâ ve emek kazanımından başka kazanç kabul etmediği adaletli ekonomi sistemi uygulamaya geçince, ülkemizin topyekûn huzura kavuşmasıyla para oyunları son bulacak ve tüm gerçekler net bir şekilde anlaşılacaktır.

 


Yorumlar

Kalan 1000 karakter..