Haber Kategorileri / İŞ DÜNYASI / DÖVİZLE BAŞIM DERTTE
DÖVİZLE
BAŞIM DERTTE
NE
YAPSAM BİLMİYORUM
Hükümet, 6-8 bant aralığında seyreden döviz kurunu
hizaya çekmek için hareketli bir yaz sezonu geçiriyor.
Mayıs ayından başlayan faiz-döviz hareketinde denge
tutturmak için pozitif sonuçları olmayan para politikaları uygulamaya
koyuluyor.
Hükümet, Merkez Bankası, Ekonomi Uzmanları (
Türkiye’dekiler- yabancı ülkedekiler) artan döviz karşılığında TL’yi değerli
kılmak için faiz artırımı seçeneğinden başka bir önerileri yok.
Tam gaz yükselişe geçen dövizi durdurmaya yönelik
faiz artırımı ile sadece ilk gün birkaç puan gerileyen döviz, ertesi gün en az
1 puan, takip eden günlerde ise faiz artırımına sebep olan en üst kur
seviyesine çıkıyor.
FAİZ
İLE DÖVİZ BİRBİRİNİN DESTEKLEYİCİSİDİR
Mevcut ekonomi düzeninde, dövizi düşürmek için faiz
artırımını şart koşanların Türkiye’yi batırmak zihniyeti taşıdığı açıktır.
Gerçek dışı ekonomik teorileriyle kamuoyunu meşgul
eden para yöneticilerinin, kavram karıştıran anlamsız cümleleriyle, hileli
yönlendirmelerine son sürat devam ettikleri her adımda görülürken, bu menfi
çıkarcılığın sonunun nereye varacağını hesap etmeyen vatandaşlar, bugün
öncelikle ekonomik sorunlarla yüz yüze kaldığını fark etmeye başlamıştır.
Böyle giderse, ekonomik çöküntüyle beraber -insanların
yaşamsal koşullarını ilgilendiren- her alanda baskıların yoğunluk kazanacağını
kestirmek zor değil.
Para politikacılarının, günümüzde ayyuka çıktığı
dolar ile faiz artışına yönelik menfi tablosuna bakınca, sömürünün nerelere
uzandığının tespitini yapmak hala daha çok mu zor oluyor?
BİR
ÖRNEK
Son ekonomik gelişmeleri irdelediğimizde; dolar kuru
6,30 seviyelerinde iken Merkez Bankası faiz artırma kararı aldı. Tek seferde
625 baz puan faiz artırımı ile 2,40 aylık bazdaki faiz oranının, minimum
3,0-3,38 aralığında seyrediyor.
Yıllık bazda %7,5 ek faiz maliyetinin yansıtıldığı
krediler, her türlü aracın maliyet fiyatını da artırmış oldu. Dolar, ilk gün
6,0 seviyelerine gerilerken, 2.güne 6,16 bandında başladı.
Sonuç; faizler fazladan 7,5 puan arttı, araç
maliyetleri aynı oranda zamlandı, döviz kaldığı yerden hızla yükselmeye devam
ediyor. Oysa faiz artırımının sebebi dövizin düşmesine yönelik bir adımdı. Tıpkı
önceki senaryolarda olduğu gibi, dövizin yükselmesi faiz artırımını zorunlu
kılmış, faiz artışı maliyetlere yansımış, maliyete yansıyan fiyatlar dövizi
tekrar yukarıya doğru hareketlendirmiştir.
Anlaşılan; nerden bakılırsa, Türkiye, Türk insanı
mevcut para politikalarından zerre kadar faydası olmadığı gibi, her adımda
hızlıca ekonomik çöküntüye girmektedir.
NE
YAPMAK LAZIMDIR
Faizi döviz karşısında kurtuluş görenlerin bu
ülkenin insanı olmadığına inancımızın tam olduğu gibi, gerçek kurtuluşun müspet
bir ekonomi yönetimi ile olacağına da sarsılmaz bir inancımız vardır.
Birbirine zıt gibi gösterilen, gerçekte birbirinin
destekleyicisi olan faiz ile döviz sömürüsünden kurtulmanın tek yolu, faizsiz
ve dövizsiz bir ekonomik sistemidir.Tüm para birimlerinin tek değer olarak işlem görmesi mecburidir ve bu adil bir ekonomik sistem ile olacaktır.
Bugün, gidişattan memnun olan az bir kesim dünyayı
sömürüyorsa, huzursuz olan %95 kalabalık hala bön bön bakmaya devam mı edecek?
Adaletli bir ekonomik sistemde yaşamak özlemi
duyulmuyor mu?
Hadi bilmeyebilirsiniz, 50 yıla yakın zamandır huzurlu
ekonomik modelini ortaya koyan Ekonomi Örgünöz’e niye bakmazsınız?
Siz bakmaya durun, gidişat Örgünöz’e doğrudur. Hem
de hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde…
Örgünöz’ün zekâ ve emek kazanımından başka kazanç
kabul etmediği adaletli ekonomi sistemi uygulamaya geçince, ülkemizin topyekûn
huzura kavuşmasıyla para oyunları son bulacak ve tüm gerçekler net bir şekilde anlaşılacaktır.